Böğürtlenin Çok Yönlü Sağlık Faydaları: Kapsamlı Bilimsel Bir İnceleme
I. Özet
Böğürtlen (Rubus türleri), zengin besin içeriği ve sağlık üzerindeki potansiyel olumlu etkileriyle dikkat çeken, besin değeri yüksek bir meyvedir. Yüksek lif içeriği, temel vitaminler (C, K, E) ve mineraller (manganez, potasyum) açısından zengindir. Böğürtlenin sağlık faydaları, özellikle antosiyaninler, ellagitanninler ve çeşitli fenolik bileşikler gibi yüksek konsantrasyondaki biyoaktif bileşenlerinden kaynaklanan güçlü antioksidan ve anti-inflamatuar özellikleriyle ilişkilidir.1
Preklinik araştırmalar, hem in vitro (hücre kültürü) hem de hayvan modeli çalışmaları, böğürtlenin çeşitli sağlık alanlarındaki olumlu etkilerine dair önemli kanıtlar sunmaktadır. Bu alanlar arasında kardiyovasküler sağlık, kan şekeri düzenlemesi, antikanser potansiyeli, beyin sağlığı, bağışıklık sistemi modülasyonu ve sindirim sağlığı yer almaktadır. İnsan klinik çalışmaları henüz başlangıç aşamasında olsa da, elde edilen ön sonuçlar umut vericidir. Ancak, bu bulguları kesinleştirmek ve net beslenme yönergeleri oluşturmak için daha geniş çaplı ve uzun süreli insan çalışmalarına devam edilmesi büyük önem taşımaktadır.
II. Giriş
Böğürtlenler, Rosaceae familyasının Rubus cinsi içinde yer alan, kendine özgü lezzeti, çekici rengi ve etkileyici besin bileşimiyle dünya genelinde tanınan meyvelerdir. Taze olarak tüketilmesinin yanı sıra, meyve suları, reçeller ve besin takviyeleri gibi çeşitli işlenmiş formlarda da giderek daha fazla kullanılmaktadır. Bu durum, böğürtlenin fonksiyonel bir gıda olarak artan önemini ve önemli sağlık potansiyelini vurgulamaktadır.
Önleyici sağlığa ve beslenmenin kronik hastalıkların azaltılmasındaki rolüne yönelik artan kamu ilgisi çağında, sağlık profesyonellerinin bilimsel olarak doğru ve kanıta dayalı bilgilere erişimi hayati önem taşımaktadır. Bu rapor, böğürtlenin sağlık özelliklerine ilişkin mevcut bilimsel anlayışı sentezlemeyi, in vitro, hayvan ve insan çalışmalarından elde edilen bulguları bir araya getirmeyi amaçlamaktadır. Amaç, profesyonel bir kitleye yönelik olarak böğürtlenin besin değeri ve terapötik potansiyeli hakkında yetkin ve ayrıntılı bir bakış açısı sunmaktır.
III. Besin Profili ve Temel Biyoaktif Bileşikler
Böğürtlenler, düşük kalorili ve düşük yağ içeriğine sahip olmalarına rağmen, önemli miktarda karbonhidrat ve protein sağlayan besleyici meyvelerdir. Tipik bir 100 gram taze böğürtlen porsiyonu yaklaşık 43-62 kalori, 1.4-2.4 gram protein ve 0.5-1.22 gram yağ içerir.1 Böğürtlenin en dikkat çekici özelliklerinden biri, 100 gram başına 5.3-7.6 gram arasında değişen yüksek diyet lifi içeriğidir; bu da günlük lif alımına önemli bir katkı sağlar.1 Şeker içeriği ise nispeten düşüktür ve genellikle 100 gram başına 4.78-7 gram arasında değişir.1
Vitaminler: Böğürtlenler, mükemmel bir C vitamini kaynağıdır (100 gram başına 21-30.2 mg, günlük önerilen değerin yaklaşık yarısını karşılar). Ayrıca K vitamini (100 gram başına 19.79-28.5 mcg, günlük ihtiyacın dörtte birinden fazlasını karşılar) ve E vitamini (100 gram başına 1.17-1.7 mg) açısından da zengindirler. Çeşitli B vitaminleri (Tiamin, Riboflavin, Niasin, B-6, Folat) ve A vitamini de içerirler.1
Mineraller: Böğürtlenin önemli mineral katkıları arasında Manganez (100 gram başına 0.60-0.646 mg), Potasyum (100 gram başına 11.9-233.3 mg), Magnezyum (100 gram başına 20-28.8 mg), Kalsiyum (100 gram başına 12.5-30 mg), Demir (100 gram başına 0.62-1.40 mg), Sodyum (100 gram başına 1 mg), Çinko (100 gram başına 0.53-0.80 mg), Bakır (100 gram başına 0.165 mg) ve Fosfor (100 gram başına 22 mg) bulunmaktadır.1
Aşağıdaki tablo, böğürtlenin 100 gram taze ağırlık başına besin bileşimini özetlemektedir. Bu tür nicel veriler, sağlık profesyonelleri için diyet planlaması, beslenme değerlendirmesi ve hastalara belirli besin katkıları hakkında bilgi verme konusunda paha biçilmez bir kaynaktır.
Tablo 1: Böğürtlenin Besin Bileşimi (100g Taze Ağırlık Başına)
| Besin Maddesi | Miktar (100g Taze Ağırlık Başına) |
| Kalori | 43-62 kcal |
| Protein | 1.39-2.4 g |
| Yağ | 0.49-1.22 g |
| Karbonhidrat | 9.61-26.2 g |
| Lif | 5.3-7.6 g |
| Şeker | 4.78-7 g |
| C Vitamini | 21-30.2 mg |
| K Vitamini | 19.79-28.5 µg |
| E Vitamini | 1.17-1.7 mg |
| A Vitamini | 105 µg RAE |
| Folat | 24-36 µg DFE |
| Manganez | 0.60-0.646 mg |
| Potasyum | 11.9-233.3 mg |
| Magnezyum | 20-28.8 mg |
| Kalsiyum | 12.5-30 mg |
| Demir | 0.62-1.40 mg |
| Sodyum | 1 mg |
| Çinko | 0.53-0.80 mg |
| Bakır | 0.165 mg |
| Fosfor | 22 mg |
Not: Değerler farklı kaynaklardan ve çeşitlerden elde edilen ortalamaları veya aralıkları temsil etmektedir.
Böğürtlenler, sağlık faydalarının temelini oluşturan zengin ve çeşitli fitokimyasal içeriğiyle bilinir. Bu bileşikler, meyvenin gözlemlenen sağlık özelliklerinin ana itici güçleridir.
- Antosiyaninler: Bu suda çözünür pigmentler, böğürtlenin derin mor ila siyah renginden sorumludur. Meyvenin güçlü antioksidan ve anti-inflamatuar aktivitelerine önemli katkıda bulunurlar.4 Toplam antosiyanin içeriği önemli ölçüde değişebilir; 70 ila 180 mg/g taze ağırlık arasında rapor edilen değerler mevcuttur ve Siyanidin 3-O-glukozit, en bol bulunan form olarak sürekli olarak tanımlanmıştır.1
- Ellagitanninler: Özellikle meyve etinde ve tohumlarda yüksek konsantrasyonlarda bulunan ellagitanninler, vücutta ellagik aside metabolize olurlar. Bu bileşikler, meyvenin antioksidan ve antikanser özelliklerinde kritik rol oynar.5
- Fenolik Asitler: Bu kategori, hidroksibenzoik asitleri (örn. Gallik asit, Ellagik asit) ve hidroksisinnamik asitleri (örn. Kafeik asit, Ferulik asit, Klorojenik asit) içerir. Bu bileşikler, güçlü antioksidan aktiviteleriyle iyi belgelenmiştir.1
- Flavonoller: Kuersetin, Rutin ve Kaempferol gibi flavonoller ile Kateşin ve Epikateşin gibi Flavan-3-oller, böğürtlenin genel antioksidan ve anti-inflamatuar profilini daha da güçlendirir.1
- Karotenoidler: Bazı diğer kırmızı meyvelere göre daha az miktarda bulunsa da, lutein ve zeaksantin gibi karotenoidler, kapsamlı antioksidan kapasiteye katkıda bulunur.1
Aşağıdaki tablo, böğürtlenlerdeki en etkili fitokimyasalları ve bunların başlıca sağlık faydalarını özetlemektedir. Bu, mekanizmaları anlamak isteyen profesyoneller için hızlı bir referans sunar.
Tablo 2: Böğürtlenlerdeki Temel Biyoaktif Bileşikler ve Birincil Rolleri
| Biyoaktif Bileşik/Sınıf | Birincil Sağlık Rolleri |
| Antosiyaninler | Güçlü Antioksidan, Anti-inflamatuar, Kardiyovasküler Koruma, Antikanser, Nöroprotektif |
| Ellagitanninler (Ellagik Asit) | Antioksidan, Antikanser, Anti-inflamatuar |
| Fenolik Asitler (Kafeik, Ferulik, Klorojenik Asit) | Antioksidan, Anti-inflamatuar, Antidiyabetik |
| Flavonoller (Kuersetin, Rutin, Kaempferol) | Antioksidan, Anti-inflamatuar, Bağışıklık Desteği |
| Flavan-3-oller (Kateşin, Epikateşin) | Antioksidan, Anti-inflamatuar, Kardiyovasküler Koruma |
IV. Böğürtlenin Sağlık Faydaları: Kanıta Dayalı Bilgiler
A. Güçlü Antioksidan Özellikler
Böğürtlenler ve içerdikleri bol miktardaki fenolik bileşikler, antioksidan aktivitelerini çeşitli mekanizmalar aracılığıyla gösterirler. Süperoksit radikalleri (O₂⁻), hidrojen peroksit (H₂O₂), hidroksil radikalleri (OH.) ve singlet oksijen (¹O₂) gibi çeşitli serbest radikalleri doğrudan temizleyerek zararlı reaktif oksijen türlerini (ROS) nötralize ederler.1 Ayrıca, bu bileşikler süperoksit dismutaz (SOD), katalaz (CAT) ve glutatyon peroksidaz (GPX) gibi endojen antioksidan enzimlerin aktivitesini etkileyebilir.6
In vitro, hayvan ve insan çalışmalarından elde edilen kanıtlar:
- In vitro çalışmalar: Böğürtlen meyve ve yapraklarından elde edilen özler, DPPH, ABTS, CUPRAC, FRAP ve TBARS gibi bir dizi in vitro testte sürekli olarak güçlü antioksidan aktivite sergilemektedir. Bu aktivite, yüksek toplam fenolik içerikleriyle güçlü bir şekilde ilişkilidir.4 Ellagik asit, hiperozit ve epikateşin gibi temel bileşikler, bu antioksidan kapasiteye önemli katkıda bulunan maddeler olarak tanımlanmıştır.8
- Hayvan çalışmaları: Hayvan modellerinde, böğürtlen özütünün sıçan ve farelerde deneysel olarak indüklenen amnezi, nöroinflamasyon ve mani koşullarında oksidatif hasarı azaltmada etkili olduğu gösterilmiştir.9
- İnsan çalışmaları: Böğürtlen tüketimi sonrası in vivo antioksidan belirteçleri doğrudan ölçen insan klinik çalışmaları daha az ayrıntılı olsa da, böğürtlenin önde gelen bir örneği olduğu antosiyanin açısından zengin meyvelerin genel tüketimi, genellikle azalmış oksidatif stresle ilişkilendirilmektedir.3
Böğürtlenler, antioksidan potansiyele sahip bileşikler açısından zengin olsa da, in vivo etkileri karmaşık olabilir. Bazı araştırmalar, böğürtlen alımının katalaz aktivitesini iyileştirmediğini, bunun yerine oksidatif stresi temizleme aktiviteleri yoluyla azalttığını öne sürmektedir.10 Ayrıca, böğürtlenlerdeki önemli bir antioksidan olan ellagik asidin erken çalışmalarda kemirgenlerde “düşük biyoyararlanıma” sahip olduğu ve genel olarak meyve biyoaktiflerinin kan dolaşımına emiliminin “genellikle düşük (nanomolar aralıkta)” olduğu belirtilmiştir.6 Bu durum, böğürtlenin
in vivo etkisinin, vücudun kendi antioksidan enzim sistemlerinin tutarlı bir şekilde yukarı regülasyonundan ziyade, gastrointestinal sistemde veya lokal olarak emilen bileşiklerin doğrudan radikal temizleme eylemlerinden kaynaklanabileceğini düşündürmektedir. Bazı temel bileşiklerin düşük sistemik biyoyararlanımı, faydalarının doğrudan temas eden dokularda (örn. bağırsak, ağız boşluğu) veya bağırsak mikrobiyotası modülasyonu gibi dolaylı mekanizmalar aracılığıyla daha belirgin olabileceği anlamına gelir. Bu karmaşıklık, insanlarda böğürtlen antioksidanlarının biyoyararlanımı ve spesifik in vivo mekanizmaları üzerine daha hedefli araştırmalara duyulan ihtiyacı ortaya koymaktadır.
B. Anti-inflamatuar Etkiler
Böğürtlenler, temel pro-inflamatuar yolları ve medyatörleri inhibe ederek önemli anti-inflamatuar aktivite sergilerler. Bu, inflamatuar kaskadlarda merkezi enzimler olan NF-κB (Nükleer Faktör kappa-hafif-zincir-aktive edici B hücrelerinin güçlendiricisi) ve COX-2 (siklooksijenaz-2) gen ifadesinin ve aktivitesinin azaltılmasını içerir.4 Ayrıca, IL-1β, IL-6, TNF-α, nitrik oksit (NO) ve prostaglandin E2 (PGE2) gibi çeşitli pro-inflamatuar sitokinlerin ve sinyal moleküllerinin üretimini de baskılarlar.1 Ellagik asit, kuersetin türevleri (örn. hiperozit) ve epikateşin gibi spesifik bileşiklerin bu etkilere katkıda bulunduğu belirlenmiştir.8 Ek olarak, anti-hyaluronidaz aktivitesi de sergilerler.8
In vitro, hayvan ve insan çalışmalarından elde edilen kanıtlar:
- In vitro çalışmalar: Böğürtlen yaprağı özleri, önemli anti-hyaluronidaz ve COX-2 inhibitör aktivitesi göstermiştir.8 Böğürtlen ve diğer
Rubus türlerinden elde edilen antosiyanin açısından zengin özütlerin, LPS ile uyarılan makrofajlarda NF-κB sinyalizasyonuna müdahale ederek ve IL-1 ve TNF-α seviyelerini düşürerek inflamatuar belirteçleri azalttığı gösterilmiştir.4
Rubus fruticosus özütleri ayrıca insan bağırsak hücre modellerinde IL-8 salgısını da inhibe etmektedir.1 - Hayvan çalışmaları: Hayvan modellerinde, Rubus meyvelerinden türetilen ellagitanninlerin, bir sıçan modelinde NF-κB nükleer translokasyonunu azaltarak ve IL-8 üretimini baskılayarak mide ülserlerine karşı koruma sağladığı gösterilmiştir.1 Böğürtlen özütünün, sıçan ve farelerde nöroinflamasyon, depresif benzeri davranış ve mani modellerinde inflamasyonu azalttığı da gösterilmiştir.9
- İnsan çalışmaları: Sağlanan kaynaklarda böğürtlenin anti-inflamatuar etkilerine yönelik spesifik, özel insan klinik çalışmaları ayrıntılı olarak yer almasa da, meyvelerin genel tüketimi dolaşımdaki inflamatuar belirteçlerin azalmasıyla geniş ölçüde ilişkilendirilmektedir.11
Böğürtlenler, birden fazla temel inflamatuar medyatör ve yolu hedefleyerek çok yönlü bir anti-inflamatuar etki sunmaktadır. NF-κB, COX-2, IL-1β, IL-6, TNF-α, NO ve PGE2 gibi spesifik hedeflerin inhibisyonu 1, böğürtlenin tek bir anti-inflamatuar etki sunmaktan öte, inflamatuar yanıtı modüle etmeye yönelik çok yönlü bir yaklaşım sergilediğini göstermektedir. Bu çoklu hedefli eylem, kronik inflamasyonun kardiyovasküler hastalıklar, diyabet ve bazı kanserler dahil olmak üzere çok sayıda bulaşıcı olmayan hastalığın temel bir itici gücü olduğu göz önüne alındığında özellikle önemlidir.11 Bu nedenle, düzenli böğürtlen tüketimi, geniş bir yelpazedeki inflamasyonla ilişkili kronik durumların önlenmesi ve yönetimi için değerli bir beslenme stratejisi olarak hizmet edebilir.
C. Kardiyovasküler Sağlık Desteği
Böğürtlenler ve genel olarak meyveler, kan basıncını düzenlemede potansiyel sergilemektedir. Böğürtlenlerdeki anahtar fitokimyasallardan olan antosiyaninlerin, vazokonstriksiyonu (damar daralması) hafifleterek kan akışını kolaylaştırdığı ve potansiyel olarak kan basıncını düşürdüğü düşünülmektedir.2 Böğürtlenin potasyum içeriği de kan basıncının düzenlenmesinde rol oynar.12
Böğürtlenler, düşük yoğunluklu lipoprotein (LDL) kolesterolü (“kötü” kolesterol olarak da bilinir) azaltarak ve potansiyel olarak yüksek yoğunluklu lipoprotein (HDL) kolesterolü (“iyi” kolesterol) artırarak lipid profillerinin iyileşmesine katkıda bulunur.12
Rubus cinsi (böğürtlen ve ahududuyu içeren) meyvelerde bulunan antosiyaninlerin, LDL kolesterolün oksidasyonunu %50’ye kadar önemli ölçüde azaltabildiği araştırmalarla gösterilmiştir.3
LDL oksidasyonunu azaltarak ve inflamasyonu hafifleterek, böğürtlenler dolaylı olarak aterosklerozun (damar sertliği) önlenmesine veya geciktirilmesine katkıda bulunur ve genel vasküler fonksiyonu destekler.3
Hayvan ve insan çalışmalarından (klinik çalışmalar dahil) elde edilen kanıtlar:
- Hayvan Çalışmaları: Böğürtlen için açıkça ayrıntılı olmasa da, Rubus meyve özütlerinin esansiyel hipertansiyonlu sıçan modellerinde kan basıncını düşürdüğü gösterilmiştir.14
- İnsan Çalışmaları: Sağlıklı bireyler üzerinde yapılan randomize bir çaprazlama klinik çalışmasında, yüksek yağlı, yüksek karbonhidratlı bir diyetle birlikte tropikal bir dağ böğürtleni içeceğinin tüketilmesi, toplam kolesterol ve trigliseritlerde önemli bir düşüşün yanı sıra açlık glikoz seviyelerinde de azalma sağlamıştır. Bu durum, kardiyovasküler sağlık belirteçleri üzerinde faydalı bir etki olduğunu düşündürmektedir.10 “Cardio-Rubus” çalışması, böğürtlen kaynaklı bileşenlerin hipertansiyon ve dislipidemi üzerindeki biyolojik etkilerini araştıran devam eden bir insan beslenme çalışmasıdır.16
Böğürtlenlerin kan basıncını düşürme 12, LDL-C’yi azaltma ve potansiyel olarak HDL-C’yi artırma 12 ile antioksidan ve anti-inflamatuar özelliklere sahip olma 12 gibi bireysel faydaları, kardiyovasküler korumaya yönelik entegre, çok yönlü bir yaklaşıma işaret etmektedir. LDL oksidasyonu, aterosklerozun kritik bir başlangıç olayıdır.3 Kronik inflamasyon ve oksidatif stres, kardiyovasküler hastalık ilerlemesinin temel itici güçleri olarak kabul edilmektedir.12 Bu bireysel faydaların birleşik etkisi—kan basıncı düzenlemesi, kolesterol modülasyonu (özellikle LDL oksidasyonunun önlenmesi) ve oksidatif stres ile inflamasyonun sistemik olarak azaltılması—kardiyovasküler korumaya yönelik bütünsel bir yaklaşım sunar. Bu, sadece izole bir belirteci etkilemekle kalmayıp, kardiyovasküler hastalığa katkıda bulunan birden fazla birbirine bağlı risk faktörünü ele almaktır. Bu kapsamlı eylem, böğürtlenin genel kardiyovasküler sağlık için değerli bir besin bileşeni olduğunu, birkaç temel patofizyolojik süreci hedefleyerek önleme ve yönetime katkıda bulunduğunu göstermektedir. Ortaya çıkan insan klinik kanıtları 15 bu bütünsel görüşü daha da desteklemekte, sadece preklinik gözlemlerin ötesine geçerek pratik beslenme etkilerine doğru ilerlemektedir.
D. Kan Şekeri Yönetimi ve İnsülin Duyarlılığı
Böğürtlenler, glikoz metabolizmasını iyileştirme ve insülin duyarlılığını artırma yetenekleri nedeniyle diyabet ve ilgili metabolik durumların yönetimi için faydalı kabul edilmektedir.17 Yüksek diyet lifi içeriği, sağlıklı glikoz metabolizmasını kolaylaştırmada ve insülin yanıtını iyileştirmede önemli bir faktördür.17
Mekanizmalar: Böğürtlen özütünün hayvan modellerinde gözlemlenen hipoglisemik etkileri, doğrudan insülin salgısını artırmaktan büyük ölçüde bağımsız görünmektedir. Bunun yerine, periferik dokular tarafından glikoz alımını artırmak gibi pankreas dışı eylemlerle aracılık etmesi muhtemeldir.18 Böğürtlenler, karbonhidrat sindirimi için kritik olan ve Tip 2 Diyabet (T2D) ile ilişkili bir enzim olan α-glukozidaz üzerinde güçlü inhibitör etkiler gösterir, böylece hiperglisemi ve insülin direncini hafifletmeye yardımcı olur.18 Ayrıca, böğürtlen bileşikleri periferik glikoz kullanımını modüle edebilir, potansiyel olarak hasarlı pankreas hücrelerinin yenilenmesine yardımcı olabilir ve insülin duyarlılığını artırarak kan glikozunun geri çekilmesini sağlayabilir.10
Hayvan ve insan çalışmalarından elde edilen kanıtlar:
- Hayvan Çalışmaları: Sıçan ve farelerde yapılan çok sayıda çalışma, böğürtlen özütü takviyesinin ardından plazma glikoz seviyelerinde önemli düşüşler ve artan insülin duyarlılığı göstermektedir.10 Bazı çalışmalar, bu etkilerin dişi deneklerde daha belirgin olabileceğini belirtmektedir.18 Böğürtlen suyunun, adiponektin seviyelerini tersine çevirerek prediyabetik fareleri obezite ve diyabet gelişiminden koruduğu da gösterilmiştir.18
- İnsan Çalışmaları: Sağlıklı bireylerin yüksek yağlı, yüksek karbonhidratlı bir diyetle birlikte böğürtlen içeceği tükettiği bir insan klinik çalışması, açlık glikoz seviyelerinde önemli bir düşüş bildirmiştir.15 Başka bir kaynak, artan böğürtlen alımının, insülin duyarlılığını artırarak ve daha etkili yağ yakımını teşvik ederek obeziteyi ele almaya katkıda bulunabileceğini belirtmektedir.19 Ancak, kan şekeri yönetimi için böğürtlen üzerine yapılan büyük ölçekli insan klinik çalışmalarının sayısı hala sınırlıdır.
Böğürtlenler, yüksek lif içeriği 17 ve zengin fenolik bileşik profili 10 ile glisemik kontrolü iyileştirmeye yönelik sinerjistik bir etki sunar. Lif, karbonhidratların hızlı emilimini fiziksel olarak yavaşlatarak kan şekeri artışlarını önlemeye yardımcı olur.7 Aynı zamanda, böğürtlenlerdeki fitokimyasallar, α-glukozidaz gibi karbonhidrat sindiren enzimleri inhibe ederek ve insülin sinyalizasyonunu ve glikoz kullanımını hücresel düzeyde iyileştirerek etki gösterir.10 Bu çift etkili mekanizma, böğürtlenleri kapsamlı glisemik kontrol için oldukça değerli bir besin bileşeni olarak konumlandırmaktadır. Metabolik bozukluk riski taşıyan veya bu bozuklukları yöneten bireyler için, bu sinerjistik etki, kan şekeri yönetimine daha sağlam ve çok yönlü bir yaklaşım sunabilir.
E. Antikanser Potansiyeli
Böğürtlenler, çeşitli kanser türlerine karşı koruyucu etkiler sergileyen güçlü biyoaktif bileşikler içerir. Bu potansiyel, özellikle antosiyaninler ve ellagitanninler gibi antioksidan ve anti-inflamatuar özelliklere sahip fitokimyasallara bağlanmaktadır.4
Mekanizmalar: Böğürtlen bileşikleri, kanser gelişiminin çok aşamalı sürecini çeşitli yollarla inhibe edebilir. Reaktif oksijen türlerini (ROS) temizleyerek ve oksidatif DNA hasarını azaltarak mutagenez ve kanser başlangıcını önleyebilirler.6 Ayrıca, antioksidan enzimleri uyarabilir ve karsinojen kaynaklı DNA eklentisi oluşumunu engelleyebilirler.6 Kanser ilerlemesiyle ilişkili hücresel süreçleri, özellikle hücre proliferasyonu, farklılaşma, apoptoz (programlanmış hücre ölümü) ve anjiyogenez (yeni kan damarı oluşumu) ile ilişkili sinyal yollarını etkilediği gösterilmiştir.6 Böğürtlen özleri, hücre döngüsünü durdurarak ve apoptozu indükleyerek tümör hücrelerinin büyümesini ve çoğalmasını engelleyebilir.21 Ayrıca, NF-κB ve COX-2 gibi pro-inflamatuar genlerin ve proteinlerin ifadesini aşağı regüle edebilirler.6
In vitro, hayvan ve insan çalışmalarından elde edilen kanıtlar:
- In vitro çalışmalar: Böğürtlen özütleri, insan oral (KB, CAL27), meme (MCF-7), kolon (HT29, HCT116), prostat (LNCaP), mide (AGS), karaciğer (HepG2) ve cilt (SK-Mel-28) kanser hücre hatları dahil olmak üzere çeşitli kanser hücre hatlarının büyümesini ve çoğalmasını inhibe etme yeteneği göstermiştir.4 Bazı çalışmalar, böğürtlen özütünün kolon kanseri hücre büyümesini %60’a kadar azaltabildiğini ve apoptozu indükleyebildiğini belirtmektedir.3 Antosiyaninler ve ellagitanninler gibi spesifik bileşikler, bu antikanser etkilerinden sorumlu ana faktörler olarak tanımlanmıştır.4
- Hayvan Çalışmaları: Hayvan modellerinde, liyofilize böğürtlen tozları, N-nitrozometilbenzilamin (NMBA) kaynaklı sıçan özofagus karsinogenezini inhibe etmede etkili bulunmuştur.6
Rubus türlerinden elde edilen özütler, tümör büyümesini ve kanser hücresi hareketliliğini azalttığı, ayrıca meme ve kolorektal kanser modellerinde apoptozu indüklediği gösterilmiştir.21 - İnsan Çalışmaları: Böğürtlenin kanser önleyici etkilerine yönelik insan klinik çalışmaları sınırlıdır.6 Ancak, genel olarak meyve açısından zengin diyetlerin kanser riskini azalttığına dair epidemiyolojik kanıtlar bulunmaktadır.1 Özellikle,
Rubus cinsinden siyah ahududu (böğürtlen ile aynı cinsten) üzerine yapılan klinik araştırmalar, oral kavite, özofagus ve kolon kanserlerinde olumlu etkiler bildirmiştir.25 Bu, böğürtlenin de benzer faydalar sağlayabileceği potansiyelini düşündürmektedir.
Böğürtlenin antikanser potansiyeli, sadece antioksidan aktivitesine değil, aynı zamanda hücre proliferasyonunu, farklılaşmayı, apoptozu ve anjiyogenezi etkileyen karmaşık hücresel sinyal yollarını modüle etme yeteneğine de dayanmaktadır. Bu çok yönlü etki mekanizması, böğürtlenin kanser gelişiminin farklı aşamalarında (başlangıç ve ilerleme) koruyucu rol oynayabileceğini düşündürmektedir. Özellikle, böğürtlen bileşenlerinin doğrudan dokularla temas ettiği oral kavite, özofagus ve kolon gibi bölgelerde kanser riskini azaltmadaki başarısı, lokal emilimin kemopreventif etkiler için kritik olduğunu göstermektedir.6 Bu durum, böğürtlenin tüm vücutta sistemik bir etki yerine, belirli organ sistemlerinde daha hedeflenmiş faydalar sağlayabileceği anlamına gelir. Bu nedenle, böğürtlenler, kanser önleme ve destekleyici tedavilerde değerli bir beslenme stratejisi olarak ele alınabilir.
F. Beyin Sağlığı ve Bilişsel Fonksiyon
Böğürtlenler, zengin fitokimyasal içerikleri sayesinde beyin sağlığını ve bilişsel fonksiyonları destekleme potansiyeli göstermektedir. Özellikle polifenoller, flavonoidler ve antosiyaninler gibi biyoaktif bileşikler, nöroprotektif etkilerde önemli rol oynar.9
Mekanizmalar: Böğürtlenlerin beyin sağlığı üzerindeki faydaları, başlıca antioksidan ve anti-inflamatuar özellikleriyle ilişkilidir. Oksidatif stres, Alzheimer ve Parkinson gibi nörodejeneratif hastalıkların önemli bir risk faktörü olarak kabul edildiğinden, böğürtlenlerin serbest radikalleri nötralize etme yeteneği beyin hücrelerini hasardan korur. Ayrıca, inflamatuar medyatörleri azaltarak nöroinflamasyonu hafifletirler.7 Araştırmalar, böğürtlen özütlerinin asetilkolinesteraz aktivitesini (hafıza ile ilişkili bir enzim) düzenleyebileceğini ve nöronal kalsiyum homeostazını iyileştirebileceğini göstermektedir.9 Flavonoidler, beyin nöronlarının iletişimini değiştirerek koordinasyon ve hafızayı geliştirmeye yardımcı olabilir.
Hayvan ve insan çalışmalarından elde edilen kanıtlar:
- Hayvan Çalışmaları: Böğürtlen özütü, sıçanlarda skopolamin kaynaklı amnezi modelinde hafıza bozukluğunu önlemede etkili bulunmuştur.9 Ayrıca, ketamin kaynaklı mani modelinde hiperaktiviteyi ve oksidatif hasarı önlemiş, IL-6’yı azaltırken IL-10 seviyelerini artırmıştır.9 Sıçanlarda deneysel Alzheimer hastalığı modelinde, böğürtlen özütü asetilkolinesteraz aktivitesini, fosforile tau proteinini ve inflamatuar belirteçleri iyileştirerek çoklu hedefli eylemler sergilemiştir.9 Beyin iskemisi modellerinde de nöronal hayatta kalmayı artırdığı gözlemlenmiştir.9
- İnsan Çalışmaları: İnsanlarda yapılan klinik çalışmalar, böğürtlen tüketiminin bilişsel fonksiyonu artırabileceğini ve yaşa bağlı nörodejeneratif hastalıklara karşı koruma sağlayabileceğini düşündürmektedir.9 Flavonoid açısından zengin meyve karışımları tüketen katılımcıların bilişsel performanslarında iyileşmeler gözlemlenmiştir.13
Böğürtlenin beyin sağlığına olan faydaları, sadece antioksidan ve anti-inflamatuar etkilerinin ötesine geçerek, nöroplastisite, nörotransmisyon ve nöronal kalsiyum homeostazı gibi hücresel sinyal yollarını modüle etme yeteneğini de içerir. Bu, böğürtlenin yaşa bağlı bilişsel gerilemeyi azaltmaya ve Alzheimer ve Parkinson gibi nörodejeneratif hastalıkların gelişimini yavaşlatmaya yardımcı olabileceği anlamına gelir. Böğürtlenlerin, birden fazla mekanizma aracılığıyla beyin sağlığını desteklemesi, onları bilişsel fonksiyonların korunması ve nörodejeneratif bozuklukların önlenmesi için değerli bir diyet bileşeni haline getirmektedir.
G. Bağışıklık Sistemi Desteği
Böğürtlenler, zengin vitamin, mineral ve fitokimyasal içerikleri sayesinde bağışıklık sistemini destekleme potansiyeline sahiptir. Özellikle C vitamini ve manganez gibi besin maddeleri, bağışıklık fonksiyonunda önemli rol oynayan güçlü antioksidanlardır.2
Mekanizmalar: Böğürtlenlerdeki antioksidanlar, serbest radikallerle savaşarak ve oksidatif stresi azaltarak bağışıklık hücrelerini hasardan korur.2 Ayrıca, fenolik bileşikler inflamasyonu azaltarak ve pro-inflamatuar sitokinlerin üretimini baskılayarak bağışıklık yanıtını modüle edebilir.8 Bazı
in vitro çalışmalar, böğürtlen özütlerinin Escherichia coli ve Staphylococcus aureus gibi gıda kaynaklı bakterilere karşı antimikrobiyal aktivite sergilediğini göstermektedir.8
In vitro, hayvan ve insan çalışmalarından elde edilen kanıtlar:
- In vitro çalışmalar: Böğürtlen yaprağı özleri, Lactobacillus spp. ve Candida spp. gibi potansiyel patojenlere karşı antimikrobiyal aktivite göstermiştir.8 Ayrıca, LPS ile uyarılan makrofajlarda IL-1 ve TNF-α gibi pro-inflamatuar sitokinlerin seviyelerini düşürdüğü gözlemlenmiştir.1
- Hayvan Çalışmaları: Böğürtlen özütünün, inflamatuar bağırsak hastalığı gibi durumlarda oksidatif stres faktörlerini ve inflamatuar sitokinleri azalttığı hayvan modellerinde gösterilmiştir.28
- İnsan Çalışmaları: Mevcut kaynaklarda böğürtlenin bağışıklık sistemi üzerindeki etkilerine dair spesifik insan klinik çalışmaları sınırlıdır. Ancak, genel olarak fenolik bileşiklerin, inflamasyonu azaltma, nörolojik fonksiyonu iyileştirme ve bağışıklık sistemini güçlendirme yeteneğiyle ilişkilendirildiği belirtilmiştir.1 C vitamini içeriği, yara iyileşmesi, cilt yenilenmesi ve demir emilimi gibi bağışıklık sistemiyle ilişkili süreçler için kritik öneme sahiptir.7
Böğürtlenin bağışıklık sistemi üzerindeki faydaları, vitamin ve mineral içeriğinin yanı sıra, antioksidan ve anti-inflamatuar fitokimyasallarının birleşik etkileşiminden kaynaklanmaktadır. Bu bileşikler, bağışıklık hücrelerini koruyarak, inflamatuar yanıtları modüle ederek ve potansiyel olarak patojenlere karşı doğrudan antimikrobiyal etki göstererek vücudun savunma mekanizmalarını güçlendirebilir. Bu çok yönlü etki, böğürtlenin genel bağışıklık sağlığını desteklemek için değerli bir diyet bileşeni olabileceğini düşündürmektedir. Ancak, bu alandaki kesin sonuçlar için daha fazla insan klinik çalışmasına ihtiyaç duyulmaktadır.
H. Sindirim Sağlığı ve Bağırsak Mikrobiyotası
Böğürtlenler, yüksek lif içeriği ve biyoaktif bileşikler sayesinde sindirim sağlığını önemli ölçüde destekler ve bağırsak mikrobiyotasını olumlu yönde etkiler.
Mekanizmalar: Böğürtlenler, 100 gram başına 5.3 ila 7.6 gram arasında değişen yüksek lif içeriğiyle dikkat çeker.1 Bu lif, sindirim sürecini yavaşlatarak, diyete hacim katarak ve düzenli bağırsak hareketlerini teşvik ederek kabızlığı hafifletmeye yardımcı olur. Lif, aynı zamanda bağırsak mikrobiyotası için bir prebiyotik görevi görür, faydalı bakterilerin büyümesini teşvik eder. Böğürtlenlerdeki fenolik bileşikler de bağırsak mikrobiyotasının bileşimini modüle edebilir; patojenik bakterileri baskılayıp faydalı bakterileri uyararak mikrobiyal çeşitliliği artırabilirler.29 Bu modülasyon, Firmicutes/Bacteroidetes oranını azaltarak (obezitenin önemli bir özelliği) ve
Bacteroides, Prevotella ve Akkermansia gibi faydalı türlerin göreceli bolluğunu artırarak gerçekleşebilir.19 Ayrıca, böğürtlenin sindirilemeyen kısımları, kolonda kısa zincirli yağ asitlerinin (SCFA’lar) üretimini artırır ve kolondaki pH’ı düşürür, bu da bağırsak sağlığı için faydalıdır.29
Kanıtlar:
- In vitro çalışmalar: Böğürtlenin sindirilemeyen fraksiyonlarının, in vitro fermantasyon sonrası bağırsak mikrobiyotası ekosistemini önemli ölçüde etkilediği gösterilmiştir. Bu, kolondaki pH’ın azalması ve Firmicutes/Bacteroidetes oranının 13.18’den 0.87’ye düşmesiyle kanıtlanmıştır.29 Ayrıca, böğürtlenin fenolik bileşiklerinin, bağırsak mikrobiyotasının bileşimini farklı seviyelerde etkilediği belirtilmiştir.29
- Hayvan Çalışmaları: Hayvan modellerinde, böğürtlen özütlerinin bağırsak mikrobiyotasını olumlu yönde etkilediği ve karaciğer steatozu ile obeziteyi azalttığı gösterilmiştir.19
- İnsan Çalışmaları: Böğürtlenin yüksek lif içeriği, sağlıklı bağırsak bakterilerini besleyerek sindirim sağlığını destekler.7 Genel olarak, fenolik bileşikler ve diyet lifleri içeren meyvelerin tüketimi, bağırsak mikrobiyotasının bileşimini ve işlevini iyileştirerek gastrointestinal sağlığı desteklediği belirtilmiştir.30
Böğürtlenin sindirim sağlığına olan faydaları, yüksek lif içeriği ve biyoaktif bileşiklerinin bağırsak mikrobiyotası üzerindeki kapsamlı etkisiyle açıklanmaktadır. Lif, bağırsak hareketlerini düzenlerken, fenolik bileşikler bağırsak ortamını faydalı bakterilerin büyümesi için daha elverişli hale getirir. Bu sinerjistik etki, sadece kabızlık gibi sorunları hafifletmekle kalmaz, aynı zamanda bağırsak mikrobiyotasının dengesini iyileştirerek genel metabolik sağlığa da katkıda bulunur. Bu durum, böğürtlenin bağırsak-beyin ekseni ve genel sağlık üzerindeki daha geniş etkileri açısından önemli çıkarımlar sunmaktadır.
I. Kilo Yönetimi Potansiyeli
Böğürtlenler, düşük kalorili ve yüksek lifli yapıları sayesinde kilo yönetimi ve obeziteyle mücadelede potansiyel bir rol oynamaktadır.
Mekanizmalar: Böğürtlenler, bir kase başına yaklaşık 62 kalori ve 7.6 gram lif içerir.3 Lif, tokluk hissini artırarak ve yiyecek alımını sınırlayarak kilo yönetimine yardımcı olur. Ayrıca, böğürtlenin polifenolleri, yağ oksidasyonunu artırarak ve insülin duyarlılığını iyileştirerek vücudun yakıt yönetimini değiştirebilir.3 Bazı araştırmalar, böğürtlenin pankreatik lipaz aktivitesini inhibe eden fonksiyonel polifenoller içerdiğini, bunun da yağ emilimini ve visseral yağ birikimini azaltabileceğini belirtmektedir.23
Hayvan ve insan çalışmalarından elde edilen kanıtlar:
- Hayvan Çalışmaları: In vivo fare modellerinde, siyah böğürtlen özütünün dört hafta boyunca plazma kolesterolünü önemli ölçüde azalttığı ve obez farelerde glikoz ve insülin toleransını iyileştirdiği gösterilmiştir.3 Ayrıca, böğürtlen özütlerinin bağırsak mikrobiyotasını olumlu yönde etkileyerek Firmicutes/Bacteroidetes oranını düşürdüğü ve karaciğer steatozu ile obeziteyi azalttığı belirtilmiştir.19
- İnsan Çalışmaları: Aşırı kilolu veya obez erkekler üzerinde yapılan bir araştırma, böğürtlen tüketenlerin yağ oksidasyonunda belirgin bir artış ve insülin duyarlılığında iyileşme gösterdiğini ortaya koymuştur.3 Ancak, sağlıklı bireyler için böğürtlenin kan lipitlerini ve vücut yağını azaltma yeteneği gösterilmemiştir.7 Kilo kaybı programlarına katılan obez yetişkinlerde böğürtlenin fizyolojik etkilerini belirlemeyi amaçlayan klinik çalışmalar devam etmektedir.32
Böğürtlenlerin kilo yönetimi üzerindeki etkisi, düşük kalorili ve yüksek lifli yapısının yanı sıra, içerdiği biyoaktif bileşiklerin metabolik süreçleri modüle etme yeteneğiyle desteklenmektedir. Lif, tokluğu artırarak ve kalori alımını azaltarak mekanik bir rol oynarken, polifenoller yağ metabolizmasını ve insülin duyarlılığını hücresel düzeyde etkileyerek daha derin bir etki yaratır. Bu çift mekanizmalı yaklaşım, böğürtlenin sadece kalori kısıtlamasına yardımcı olmakla kalmayıp, aynı zamanda vücudun yağ yakma ve glikoz işleme yeteneğini de optimize edebileceğini göstermektedir. Bu bütünsel etki, böğürtlenin dengeli bir diyetin parçası olarak kilo yönetimi stratejilerinde değerli bir yer edinebileceğini düşündürmektedir.
J. Diğer Potansiyel Faydalar
Böğürtlenlerin sağlık faydaları, yukarıda detaylandırılan alanların ötesine geçerek çeşitli diğer potansiyel etkileri de içermektedir.
- Kemik Sağlığı: Böğürtlenler, kemik sağlığı için önemli olan K vitamini ve manganez açısından zengindir.2 K vitamini, normal kan pıhtılaşması için trombosit yapımında ve sağlıklı kemikler için proteinlerin üretiminde kullanılır. K vitamini eksikliği kemik incelmesine ve kırıklara yol açabilir.3 Manganez de kemik gelişiminde kritik bir rol oynar.3
- Cilt Sağlığı: Böğürtlenlerdeki C ve E vitaminleri, cilt sağlığı için faydalıdır.2 C vitamini, kolajen oluşumu için gereklidir ve cildin yenilenmesine yardımcı olurken, E vitamini hücreleri serbest radikal hasarından korur ve yaşlanma belirtilerini azaltmaya yardımcı olabilir.2
- Göz Sağlığı: Böğürtlenlerdeki antioksidanlar, gözleri zararlı ışınlardan korumaya yardımcı olabilir.33
- Oral Sağlık: Araştırmalar, böğürtlen özütünün bazı oral hastalık bakterilerine karşı antibakteriyel ve anti-inflamatuar özelliklere sahip olduğunu göstermektedir. Bu, böğürtlen özütünün diş eti hastalıkları ve çürüklerin önlenmesi ve kontrolünde yardımcı olabileceğini düşündürmektedir.3
- Anti-aging Özellikler: Böğürtlenlerin yüksek antioksidan içeriği, hücreleri serbest radikal hasarından koruyarak ve oksidatif stresi azaltarak yaşlanma sürecini yavaşlatmaya yardımcı olabilir.35
Bu ek faydalar, böğürtlenin genel sağlık ve esenlik için kapsamlı bir besin kaynağı olduğunu göstermektedir. Her ne kadar bazı alanlarda daha fazla araştırmaya ihtiyaç duyulsa da, mevcut kanıtlar böğürtlenin diyetin önemli bir parçası olarak birçok sağlık faydası sunabileceğini desteklemektedir.
V. Sonuçlar
Bu kapsamlı bilimsel inceleme, böğürtlenin (Rubus türleri) zengin besin profili ve çeşitli sağlık faydalarıyla dolu, değerli bir fonksiyonel gıda olduğunu ortaya koymaktadır. Böğürtlenler, yüksek lif, C, K, E vitaminleri ve manganez, potasyum gibi mineraller açısından zengin olmalarının yanı sıra, antosiyaninler, ellagitanninler ve çeşitli fenolik asitler gibi güçlü biyoaktif bileşikler içerir. Bu bileşikler, meyvenin belirgin antioksidan ve anti-inflamatuar özelliklerinin temelini oluşturur.
Elde edilen kanıtlar, böğürtlenin kardiyovasküler sağlık, kan şekeri yönetimi, antikanser potansiyeli, beyin sağlığı, bağışıklık sistemi desteği, sindirim sağlığı ve kilo yönetimi gibi alanlarda önemli faydalar sunabileceğini göstermektedir.
- Antioksidan ve Anti-inflamatuar Etkiler: Böğürtlenler, serbest radikalleri temizleyerek ve inflamatuar yolları modüle ederek oksidatif stresi ve kronik inflamasyonu azaltmada etkilidir. Bu çok yönlü etki, böğürtlenin kardiyovasküler hastalıklar, diyabet ve bazı kanserler gibi kronik inflamasyonla ilişkili hastalıkların önlenmesi ve yönetimi için değerli bir beslenme stratejisi olabileceğini göstermektedir.
- Kardiyovasküler ve Metabolik Sağlık: Böğürtlenin kan basıncını düşürme, LDL kolesterol oksidasyonunu azaltma ve insülin duyarlılığını artırma yeteneği, kardiyovasküler ve metabolik sağlık için bütünsel bir fayda sağlamaktadır. Lif ve fitokimyasalların sinerjistik etkisi, glisemik kontrolü ve lipid profillerini iyileştirmede önemli bir rol oynamaktadır.
- Antikanser ve Nöroprotektif Potansiyel: Preklinik çalışmalar, böğürtlenin kanser hücrelerinin büyümesini inhibe etme ve apoptozu indükleme yeteneğini göstermektedir. Ayrıca, beyin sağlığını destekleyerek hafızayı iyileştirebilir ve nörodejeneratif süreçleri hafifletebilir. Bu etkiler, böğürtlenin hücre koruma ve bilişsel fonksiyonların sürdürülmesindeki potansiyelini vurgulamaktadır.
- Sindirim ve Bağışıklık Sistemi Desteği: Yüksek lif içeriği, sağlıklı bağırsak mikrobiyotasını destekleyerek sindirim sağlığını iyileştirir. Antioksidan ve antimikrobiyal bileşikler ise bağışıklık sistemini güçlendirir, vücudun savunma mekanizmalarına katkıda bulunur.
Mevcut bilimsel literatür, böğürtlenin sağlık üzerindeki faydalarına dair güçlü preklinik kanıtlar sunmaktadır. Ancak, özellikle uzun vadeli etkileri ve spesifik popülasyonlardaki etkinliğini doğrulamak için daha fazla, iyi tasarlanmış insan klinik çalışmasına ihtiyaç duyulmaktadır. Bu tür araştırmalar, böğürtlenin diyet ve klinik uygulamalardaki rolünü daha da netleştirecektir. Genel olarak, böğürtlen, dengeli ve sağlıklı bir diyetin önemli bir parçası olarak, genel esenliğe ve kronik hastalıkların önlenmesine değerli katkılar sağlayabilecek bir meyvedir.
Alıntılanan çalışmalar
- (PDF) Blackberries and Mulberries: Berries with Significant Health …, erişim tarihi Ağustos 4, 2025, https://www.researchgate.net/publication/372676336_Blackberries_and_mulberries_Berries_with_significant_health-promoting_properties
- Blackberry Fruit: Nutrition Facts and Health Benefits – Virginia Tech, erişim tarihi Ağustos 4, 2025, https://www.pubs.ext.vt.edu/content/dam/pubs_ext_vt_edu/spes/spes-366/SPES-366P.pdf
- Blackberries Nutrition Facts and Health Benefits – Verywell Fit, erişim tarihi Ağustos 4, 2025, https://www.verywellfit.com/blackberry-nutrition-facts-calories-and-health-benefits-4109221
- Anthocyanin content, antioxidant, anti-inflammatory and anticancer …, erişim tarihi Ağustos 4, 2025, https://www.researchgate.net/publication/229102503_Anthocyanin_content_antioxidant_anti-inflammatory_and_anticancer_properties_of_blackberry_and_raspberry_fruits
- The blackberry fruit: a review on its composition and chemistry, metabolism and bioavailability, and health benefits – PubMed, erişim tarihi Ağustos 4, 2025, https://pubmed.ncbi.nlm.nih.gov/22082199/
- Laboratory and clinical studies of cancer chemoprevention by antioxidants in berries – PMC, erişim tarihi Ağustos 4, 2025, https://pmc.ncbi.nlm.nih.gov/articles/PMC3246882/
- 6 Blackberry Health Benefits You Can’t Ignore – Healthline, erişim tarihi Ağustos 4, 2025, https://www.healthline.com/health/benefits-of-blackberries
- Blackberry Leaves as New Functional Food? Screening Antioxidant …, erişim tarihi Ağustos 4, 2025, https://pmc.ncbi.nlm.nih.gov/articles/PMC8750396/
- Therapeutic potential of blackberry extract in the preventing memory …, erişim tarihi Ağustos 4, 2025, https://www.researchgate.net/publication/368244005_Therapeutic_potential_of_blackberry_extract_in_the_preventing_memory_deficits_and_neurochemical_alterations_in_the_cerebral_cortex_hippocampus_and_cerebellum_of_a_rat_model_with_amnesia
- Hypoglycaemic, hypolipidaemic and antioxidant effects of blackberry beverage consumption in streptozotocin-induced diabetic rats | Request PDF – ResearchGate, erişim tarihi Ağustos 4, 2025, https://www.researchgate.net/publication/308771406_Hypoglycaemic_hypolipidaemic_and_antioxidant_effects_of_blackberry_beverage_consumption_in_streptozotocin-induced_diabetic_rats
- Berries as a Treatment for Obesity-Induced Inflammation: Evidence from Preclinical Models, erişim tarihi Ağustos 4, 2025, https://www.mdpi.com/2072-6643/13/2/334
- 8 Incredible Blackberry Benefits for Your Health, erişim tarihi Ağustos 4, 2025, https://tidestrading.com/8-incredible-blackberry-benefits-for-your-health/
- What Happens to Your Body When You Eat Blackberries Regularly, erişim tarihi Ağustos 4, 2025, https://www.verywellhealth.com/blackberries-11755978
- The effects of raspberry consumption on lipid profile and blood …, erişim tarihi Ağustos 4, 2025, https://pmc.ncbi.nlm.nih.gov/articles/PMC11016397/
- Hypolipidaemic, hypoglycaemic and antioxidant effects of a tropical highland blackberry beverage consumption in healthy individuals on a high-fat, high-carbohydrate diet challenge – Bohrium, erişim tarihi Ağustos 4, 2025, https://www.bohrium.com/paper-details/hypolipidaemic-hypoglycaemic-and-antioxidant-effects-of-a-tropical-highland-blackberry-beverage-consumption-in-healthy-individuals-on-a-high-fat-high-carbohydrate-diet-challenge/812593767746895874-1703
- Effects of Blackberry-derived Polyphenols on – ClinConnect, erişim tarihi Ağustos 4, 2025, https://clinconnect.io/trials/NCT02355444
- 7 of the Best Fruits for Diabetics (Based On Sugar and Nutrients), erişim tarihi Ağustos 4, 2025, https://www.dietvsdisease.org/best-fruits-diabetics/
- Supplementing Diet with Blackberry Extract Causes a Catabolic …, erişim tarihi Ağustos 4, 2025, https://www.researchgate.net/publication/272945567_Supplementing_Diet_with_Blackberry_Extract_Causes_a_Catabolic_Response_with_Increments_in_Insulin_Sensitivity_in_Rats
- Blackberries: Health Benefits, Nutrients, Preparation, and More – WebMD, erişim tarihi Ağustos 4, 2025, https://www.webmd.com/diet/health-benefits-blackberries
- Enforcing the Antioxidant Properties of Blackberries Against Breast Cancer by Activating Different Cell Signaling Mechanisms: An Updated Review | Request PDF – ResearchGate, erişim tarihi Ağustos 4, 2025, https://www.researchgate.net/publication/384824032_Enforcing_the_Antioxidant_Properties_of_Blackberries_Against_Breast_Cancer_by_Activating_Different_Cell_Signaling_Mechanisms_An_Updated_Review
- Membrane processing effect of blackberry (Rubus adenotrichos) on …, erişim tarihi Ağustos 4, 2025, https://www.researchgate.net/publication/351085674_Membrane_processing_effect_of_blackberry_Rubus_adenotrichos_on_cytotoxic_and_pro-apoptotic_activities_against_cancer_cell_lines
- Elderberry juice shows benefits for weight management, metabolic health | WSU Insider, erişim tarihi Ağustos 4, 2025, https://news.wsu.edu/press-release/2025/01/08/elderberry-juice-shows-benefits-for-weight-management-metabolic-health/
- 6 Antioxidant-Rich Foods You Should Be Eating for Better Health, erişim tarihi Ağustos 4, 2025, https://www.verywellhealth.com/foods-high-in-antioxidants-11760827
- Blackberries and Mulberries: Berries with Significant Health-Promoting Properties – PMC, erişim tarihi Ağustos 4, 2025, https://pmc.ncbi.nlm.nih.gov/articles/PMC10418693/
- A black raspberry extract inhibits proliferation and regulates …, erişim tarihi Ağustos 4, 2025, https://pmc.ncbi.nlm.nih.gov/articles/PMC3919135/
- Black raspberries in cancer clinical trials: Past, present and future …, erişim tarihi Ağustos 4, 2025, https://pmc.ncbi.nlm.nih.gov/articles/PMC5008867/
- Effect of berry-based supplements and foods on cognitive function: a …, erişim tarihi Ağustos 4, 2025, https://pmc.ncbi.nlm.nih.gov/articles/PMC8881511/
- Potential Benefits of Black Chokeberry (Aronia melanocarpa) Fruits …, erişim tarihi Ağustos 4, 2025, https://www.mdpi.com/1420-3049/27/22/7823
- In vitro digestion of the whole blackberry fruit: bioaccessibility …, erişim tarihi Ağustos 4, 2025, https://www.researchgate.net/publication/354290085_In_vitro_digestion_of_the_whole_blackberry_fruit_bioaccessibility_bioactive_variation_of_active_ingredients_and_impacts_on_human_gut_microbiota
- Health Research Library > Microbiome: Review | Cranberry Institute, erişim tarihi Ağustos 4, 2025, https://www.cranberryinstitute.org/cranberry-health-research/library/category/microbiome/microbiome-review
- Naturally occurring molecule rivals Ozempic in weight loss, sidesteps side effects, erişim tarihi Ağustos 4, 2025, https://med.stanford.edu/news/all-news/2025/03/ozempic-rival.html
- A Study to Investigate Why Overweight People Regain Weight After Losing Weight in a Behavioral Weight Loss Program | ClinicalTrials.gov, erişim tarihi Ağustos 4, 2025, https://clinicaltrials.gov/study/NCT05748158
- Ahududu (Frambuaz) Nedir? Ahududu Faydaları Nelerdir? – Memorial, erişim tarihi Ağustos 4, 2025, https://www.memorial.com.tr/saglik-rehberi/ahududu-faydalari
- Chokeberry (Aronia melanocarpa) – A Review on the Characteristic …, erişim tarihi Ağustos 4, 2025, https://www.researchgate.net/publication/23401168_Chokeberry_Aronia_melanocarpa_-_A_Review_on_the_Characteristic_Components_and_Potential_Health_Effects
- Frambuaz Kaç Kalori? – Diyetisyen Ayşe Tuğba Şengel, erişim tarihi Ağustos 4, 2025, https://aysetugbasengel.com/frambuaz-kac-kalori/
- Frambuazın Faydaları Nelerdir? Vitamin, Mineraller ve Sağlık Üzerindeki Etkileri – Acıbadem, erişim tarihi Ağustos 4, 2025, https://www.acibadem.com.tr/hayat/frambuaz-faydalari-nelerdir/



